Lilypie Fifth Birthday tickers

Lilypie Fifth Birthday tickers

29 Temmuz 2010 Perşembe

İkizlerimizle tanıştık:)

Bebişlerimiz sağ-salim geldiler nihayet, öyle tatlılarki... ve de çok küçükler...
Ege doğalı 3,5 sene oldu ama sanki çoooook uzun bir zaman geçmiş gibi. Bebek olduğu günler ne kadar geride kalmış. Bebeklerimize doymak kısmet olamadı yazıkki çünkü Ege yine hasta oldu; akut bronşiolit... Hastanede bir odada bebekler bir odada Ege vardı bir gün... Egeye biraz oksijen ve ventolin verildi, kortizolü de yapılıp A.C. filmi çekildi ve Orkuna döndük. Bebeklerle birkaç gün geçirmeyi hayal ediyordum, Özgüle de biraz olsun yardımım olurdu. Artık bir dahaki görüşmede bol bol koklarım kuzucukları:)

Minik Doğa...
Ve minik Deniz...
Bebekleri görmeye Tuna da gelmişti. Egeyle arkadaş oldular ve çok iyi anlaştılar:)

Bebeklerin tatlı annesi... İşi çok zor ama bu iki tatlı tosbağacık için değer:) di mi?

Biz bebeklere bakıyoruz, babaları da anneye:)
Haftasonu da Mine'nin düğünü vardı, hep birlikte çok güzel vakit geçirdik. Ege oynadı oynadı. Babasına çekmiş ne diyim. Halay bile çekmeye çalıştı:) İşte düğünden bir kaç kare...
Dayı ve Çağdaş.
Annesiyle oğluşu...
Oğluşum benimle dans etmek istedi:)
Göz göze dans ediyoruz:)
Anneanne.

Yakışıklı Ege
Ve yakışıklı dedesi.
Ege Bey halayda...
Ama az kalsın dedesini düşürüyordu...
Damat halayında...


Minik ailemiz...
Gelinle fotoğraf çekememişiz ne yazıkki, sadece fotoğrafçının çektikleri var. Düğünden erken ayrıldığımız için olsa gerek... Umarım ömürleri boyunca mutlu olurlar.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Haftasonu Mersin'deydik

Mersin'e gittik haftasonu, çok güzel geçti... Resmen deşarj olup döndük:)
Mersin Narlıkuyu'da balık yedik, Antepte en çok özlediğimiz şeylerden biri dışarda balık yemek... Ve tabii ki deniz....

Otelimiz denize oldukça yakındı, denizse 20-30 m. boyunca dizlerimizdeydi. Tam Ege'ye göreydi kısacası. Kuma doyamadı kuzucuğum.

Ilgazla beraber oynadılar demek isterdim ama daha tam anlaşma modunda değillerdi, Ilgaz eline geçeni denize fırlattı Ege de onları geri aldı:)

Babası kale yaptı Egeye, sonra Ilgazla beraber yıktılar kaleyi...


Minik kuşumun otiti daha yeni iyileşmekte olduğu için kulaklarına su kaçmasın diye bone takmak zorunda kaldık...




Havuzda da çok eğlendi...

Bora amcası, babası, Ilgaz, Ege ve havuzdaki diğer çocuklar güreştiler:)



Çocuklar mı oynuyordu bizimkiler mi?


Ve suda kaydırmaca...

Ege artık abi oldu ya, sürekli akıl verme peşinde. "Ilgaz, orası kapalı, gidemezsin, olmaz!"


Ve mutlu Ege... İnşallah hep böyle mutlu olur bir tanem...

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Arzu ablamlar geldiler:)

Arzu ablamlar ve Ezgi bu hafta sonu bize geldiler. Ege şımardı şımardı şımardı... Sevincini nasıl göstereceğini bilemedi:)

İlayda artık genç kız olmuş, görmeyeli çocuklar çok büyümüşler...

Canavarlar savaşıyooor...

Ezgi ablasıyla beraber çizgi film izliyorlar ama "sıcakta aynı koltukta yapışık bir halde niye oturuyosunuz?" diye sorduğumda Ezgi "senin yanına oturabilir miyim diye sordu, ben de oturabilirsin dedim" dedi. Oynayacak kulak bulamadığından kendi kulağıyla idare ediyor görüldüğü üzere:)
Hep birlikte güzel bir akşam yemeği yedik.
Malatyadayız... Nefsin ete doyduğu yer sloganı olan bir yer var ve etleri gerçekten süper lezzetli. Çocukken kurban bayramlarında yediğimiz etin tadı bir başka olurdu, uzun bir süre sonra o tadı tekrar tattım... ve kanal boyu da ilginç, bütün şehirde kanalda gürül gürül akan su insanı nasıl rahatlatıyor... Bu kanalın yan tarafında kahvaltı yaptık İlkerlerle...

Benim tatlı Egem
Uyurken sırıl sıklam oluyor minik kuşum