Lilypie Fifth Birthday tickers

Lilypie Fifth Birthday tickers

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Ege'nin müsameresi

Bu akşam oğluşumun müsameresine gittik, çok tatlıydılar... Benim kuzum armut olmuştu:)


"Hello, I am pear and I am green" Ege'nin cümlesi:) Türkçesi: merhaba, ben armutum ve yeşilim.
Aralarında gruba en son katılmış olan ve dolayısıyla sadece 1,5 aylık geçmişiyle en yeni ve en tecrübesiz olan Egeydi. Yine de rolünü başarıyla tamamladı minik kuşum:)










İşte dünyanın en tatlı armutu!
Veeee yakışıklılar geliyooor....








Hepsi çok tatlıydı ama en yakışıklısı benim oğlumdu (tabii bana göre:))


Sahneye ilk çıktıklarında perde kapalıydı, salonda çıt yok ve perdenin arkasından çocukların sesleri geliyordu.
-Benim annemle babam gelmiş:)
-Benimki de
-Benimki de
Bütün salon gülmekten koptuk....
Egenin de gözleri bizi aradı ve buldu:)







Çıkışta dışarıda panoya asılmış olan ve tavşanlar sınıfının yaptığı resimler asılıydı. Ege sınıfa daha yeni katıldığı için sadece bir resmi vardı. Resmin konusu "sen bir arı olsaydın balını kimlere verirdin?" Ege'nin cevabı "balımı anneme verirdim". Ve işte resmi.
Eve geldikten sonra da bir hatıra fotoğrafı çektik. Egenin babaannesi ve biz.
Ve de oğlum ve ben

Herşey çok güzeldi. Oğluşumun büyüdüğünü görmek biraz duygulandırdı bizi o kadar. Umarım çoook daha güzel günlerini görmek de kısmet olur...

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Kabızlığımız devam ediyor:(

Kuzucuğum benim, başı yine kakayla dertte...
- Neden yapamıyoruuuum?
- Ama yapmak istiyorum
- Yemeklerimi yiyorum, şuruplarımı içiyorum, neden böyle oluyoooooor diyerek içini çeke çeke ağlayınca ben de dayanamıyorum. İyi çocuk oluyor ama karşılığını alamıyor, daha napsınki çocuğum....

Bu yetmezmiş gibi dün gece de "kulağım ağrıyor" demez mi... akut otit olmuş yine... Yine üç şurup birden.... gecemiz kötü geçti....
Ege: Anne, kulağım ağrıyor, neden ağrıyor?
Anne: Mikroplar kulağını hasta etmişler
Ege: Etmesinleeeer, ben hasta olmak istemiyoruuuum

Ege: Geçmediiiiii, kulağım ağrıyor, neden geçmiyoooor
Anne: Şurup içtin ya, birazdan geçecek
Ege: Ama neden geçmedi, şimdi geçsin, çabuk geçsin
Anne: Oğlum hemen geçmez, şimdi şurup kulağına doğru gidiyor, birazdan ağrısı geçecek
Ege: Çabuk gitsin kulağımaaaa

Gülsem miiii ağlasam mııııı.....

Kreşe başladığımızdan beri hastalıklar peşimizi bırakmadı, ne zaman bitecek bilmiyorum. Zira Ege de bıktı, biz de bıktık....

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Ege fotoğraf çekmeye başladı:)

İşte Ege'nin ilk fotoğraf denemeleri, dayısıyla başladı... Fena da çekmedi hani:)

Anneanneyi de çekti...

Ve babasını...

Dedesini...

Dayısını çok özlemiş kuzucuğum, anneanneyi de dedeyi de teyzeyi de Devrimi de...


Anneanneyle dinozorları gömdüler, sonra kazı yapıp tekrar buldular...
Dayısıyla adam yaptılar, sakallarını da yaptılar...
Hep beraber boğazda balık yedik, çok güzel vakit geçirdik...
Ana-oğul
Ötgülü de ikizlerimize iyi bakıyor, sağ-salim gelseler de görsek, nazar değmesin...
Baba-oğul:)
Benim minik ailem...
Ve küçük sülalemizin bir kısmı...
Ege tutturdu pizza diye, gelince de yedi. Biz de hayret ettik tabi:)


Ege fotoğrafçılığa devam ediyor, bu sefer kitabıyla başladı...

Bizim nikah fotoğrafımızla noktaladı, tamamını çekemedi ama idare etcez artık:)