Lilypie Fifth Birthday tickers

Lilypie Fifth Birthday tickers

27 Mart 2009 Cuma

Burdur'u geziyoruz

Bu haftasonu Özgül ve Devrim geldi. Anneannemiz de bizdeydi. Birlikte Burdur'u gezdik. Eski Burdur evlerini gezip göl kenarına indik. Göl kenraında yemek yedik. Burdur evlerinin içleri bir harikaydı, duvarları ve tavanları altın ve gümüş varak kaplamalarla işlenmişti. Eski zaman usülüne göre de canlandırılmaya çalışılmıştı. Anneannemiz çocukluk günlerini hatırladı, gözleri doldu. Kendi evlerindeki düzeni hatırladığını söyledi. Gerçekten de bazı şeyler anneannemin evindeki gibiydi....




Kuyuda hala su var mı diye bakmadan geçemedik...






Konaklar gerçekten çok güzeldi....

Devrim amca ve Ege





Yakışıklı oğlum benim



Egeyle beraber eskiyi ziyaret pek kolay olmadı doğrusu:)







Her konakta bir kuyu







"Bir, ikiiiii, uç, dort, hoooppaaaa"



"bebek hallıyom, eeeee,eeee,eeee" Bu beşikten kendi çocuğum için de istiyordum bir zamanlar, Tahir de yaptıracaktı güya...



Lohusa odası












Göl kenarına iniyoruz, Ege bey taş atacak, görünce "denise didelim" demeye başladı.



Ege önde biz arkada, dooooğru göle:)




















İskelede zıpladık biraz, ama benim başım döndü. Yaşlanıyoruz galiba:)




Çok acıktık çooooook, Ege bile epey yedi.


Etlerin gelmesini bekleyemedi kuzucuğum. Gerçi biz de bekleyemedik:)



Ötgülü ve Devrim geldi

Ege'nin koca horozu, "ötseneeee"



"canım horozum":))))


veeeee yastık savaşııııı








"pomik geliyo"


"Devriiiim, bak!"













Ötgülüyle sarmaş dolaş








Anneanneyle "araba hürüyos"






"düüüüüt düüüüüt"



Ege, arabasına binip Antalya'ya denize gidiyormuş



Denize geldi, şimdi taş atıyor:)



Attııııı



Şimdi de denizde yüzüyormuş...




Ege kağıttan gemi yaptı ve yüzdürüyor



İşte gemi :)))

19 Mart 2009 Perşembe

Bidibiyas sorunumuz:(

Geçen haftasonu Antalya'ya gittiğimizde bilgisayarımızı servise bırakmıştık. Bunun sorun olacağını tahmin etmiştik ama yapabileceğimiz birşey yoktu malesef. Ege bilgisayarda çizgi film izlemeye alışık olduğundan tutturuyor "bidibiyas açalım" diye. Dün gece yatağa girdik, Ege'ye masal okudum, sonra konu geldi Bambiyle Tamper'a ve yine bilgisayarı açalım demez mi. Ben de bilgisayarı beraber tamire verdiğimizi, abinin tamir edip bilgisayarımızı geri vereceğini söyledim. Sonra dudaklarını bükerek ama ağlamamaya çalışarak "abi bidibiyası tak tak yapsın detirsin" demez mi. Ege'yi daha önce hiç böyle dudak bükerek konuşurken görmemiştim. O çaresiz haline öyle üzüldüm ki. Yapacak birşey olmadığının farkında ama yine de istiyor. Kuzucuğum benim. 2-3 hafta böyle sürecek malesef:((

18 Mart 2009 Çarşamba

"çünkü tüstüm"

Pazar günü nöbetçiydim. Ege'yle 24 saat ayrıydık yani. Pazartesi günü nöbet iznimi kullandım ve Ege nöbetin acısını çıkardı. Çok özlemiş beni, gelip gelip sarılıyor, öpüyor, odasına götürüyordu. Ben de onu çok özlüyorum böyle ayrı kalınca. Babasının yerinde olmayı hiç istemezdim doğrusu. Kuzucuğum benim babasıyla telefonda konuşmamaya başladı yine. Annem Ege'ye "niye konuşmuyorsun babayla?" dediğinde aldığı cevap "tonuşmuyom" "çünkü tüstüm". Babasına küsmüş benim kuzum. Çok özledi galiba ve gelmeyişine kızıyor. "Asterlere tızcam, detirsin babayı" diyor. "Askerler babamızı götürdüler, getirsinler babamızı" diyoruz ona, suçu askerlere atıyoruz. Babasının onu terk ettiğini düşünmesin diye böyle söylüyoruz. Bu haftasonu teyzesiyle Devrim amcası geliyor, haftaya da babası. Babasını görünce düzelir herhalde.