Fatma-Cihan-Orkun-Özgül-Devrim-Doğa-Deniz-Özlem-Tahir-Ege-Cevriye-Tarık olarak sıralayabilirim. Dediğim gibi koscoca olmuşuz artık:) Hep birlikte olmak güzeldi. Bayramlarda "aile" anlamını buluyor galiba.Deniz yemeğini yerken Ege abisi de ona eşlik ediyor:) Arabaya binmek gibi bir derdi yoktu aslında:)
Bayram sabahından...
Kavaklıta yürüyüş çok renkliydi.
Kuzucuklar, yapraklarla çok eğlendiler.
Dedesi torunlarını oynatıyor:)
Kuzuların da keyfine diyecek yok tabi...
Ege numara yapıyor, Babaanne torununun başında:)
Kurban eti parçalama aşaması:) Baş kasap ve yardımcıları:)
Aslında Antep'e gelmek için yanlış bir zamandı çünkü Antep'te bayramda heryer kapalı olur. Yine de bayramın ikinci "Bayazhan" açıktı ve hep birlikte yemeğe gidebildik. Çocuklarla biraz zor olsa da değişik bir ortam görsünler istedik. Orkun'u askerden önceki son görüşümüzdü. Özlem giderdik.
Özgüller, Orkun ve Tarık salı günü döndüler. Annemler ve kayınvalidem cuma gününe kadar kaldılar. Dolayısıyla onlara daha çok yer gezdirebildik. En azından yeni açılan mozaik müzesini (Zeugma) gördüler. Mozaiklar müthiş eserler, kıymetini bilene... Bir hologram vardı müzede. Suda yüzen yapraklar ve toplar çocuklar bastıkça kaçıyordu. Doğal olarak Ege'nin çoook hoşuna gitti.