Lilypie Fifth Birthday tickers

Lilypie Fifth Birthday tickers

12 Aralık 2011 Pazartesi

Egenin doğumgünü

Benim kuzum 5 yaşını doldurdu, 6'dan gün aldı.
5 yılı ne çabuk doldurduk, nasıl oldu anlamadım. Daha dün kucağımda minicik bir bebekti. Gözlerini bana dikip emmeye çalışıyordu. Nasıl da çabucak büyüyorlar.
İyiki doğdun oğluşum. İyiki doğurmuşum seni. Hayatımda olan en güzel şeysin.
Allah sana uzuuuun, sağlıklı, mutlu, huzurlu bir ömür versin. Seni bütüüüün kötülüklerden, kazalardan, belalardan, hastalıklardan, kem gözlerden korusun.
Birtanecik evladım benim. Annen ve baban seni çooook seviyor.
Bu sene parti yapmak istemiyordum açıkçası, daha küçük bir kutlama yapmak istiyordum. Ama bu sefer de Ege tutturdu parti yapalım diye. Kıramadık kuzumu. Hazırlandık, arkadaşlarımızı çağırdık ve güzel bir parti yaptık. Pastasını Şimşek McQueen ve Mater'lı seçti. Bir de konfeti roketlerinden istedi yine. Roketleri hazırlamak biraz vakit aldı doğrusu ama çocukların da en çok hoşuna giden oldu. Akşama kadar eğlendiler eğlendiler eğlendiler. Bizim için de hoş sohbet güzel geçti. Yorulduğumuza değdi kısacası.











Ve doğumgünü bittiğinde evin hali görülmeye değerdi:))

Nice güzel, sağlıklı yaşalara kuzum benim.




14 Kasım 2011 Pazartesi

İki küçük tosbağacık Ege abilerini ziyarete geldi:)

Kurban Bayramında koskoca bir aile olarak hep birlikte Gaziantepteydik.
Fatma-Cihan-Orkun-Özgül-Devrim-Doğa-Deniz-Özlem-Tahir-Ege-Cevriye-Tarık olarak sıralayabilirim. Dediğim gibi koscoca olmuşuz artık:) Hep birlikte olmak güzeldi. Bayramlarda "aile" anlamını buluyor galiba.Deniz yemeğini yerken Ege abisi de ona eşlik ediyor:) Arabaya binmek gibi bir derdi yoktu aslında:)








Bayram sabahından...


Kavaklıta yürüyüş çok renkliydi.














Kuzucuklar, yapraklarla çok eğlendiler.


Dedesi torunlarını oynatıyor:)





Kuzuların da keyfine diyecek yok tabi...





Ege numara yapıyor, Babaanne torununun başında:)


Kurban eti parçalama aşaması:) Baş kasap ve yardımcıları:)


Aslında Antep'e gelmek için yanlış bir zamandı çünkü Antep'te bayramda heryer kapalı olur. Yine de bayramın ikinci "Bayazhan" açıktı ve hep birlikte yemeğe gidebildik. Çocuklarla biraz zor olsa da değişik bir ortam görsünler istedik. Orkun'u askerden önceki son görüşümüzdü. Özlem giderdik.



Özgüller, Orkun ve Tarık salı günü döndüler. Annemler ve kayınvalidem cuma gününe kadar kaldılar. Dolayısıyla onlara daha çok yer gezdirebildik. En azından yeni açılan mozaik müzesini (Zeugma) gördüler. Mozaiklar müthiş eserler, kıymetini bilene... Bir hologram vardı müzede. Suda yüzen yapraklar ve toplar çocuklar bastıkça kaçıyordu. Doğal olarak Ege'nin çoook hoşuna gitti.




Güzel bir bayram geçirdik. Bundan sonra da tüm bayramlarımızı çoluğumuzla çocuğumuzla ailecek, sağlıklı, mutlu ve neşeli geçirmek kısmet olur inşallah...







1 Kasım 2011 Salı

Ekimin son günleri, kasımın ilk günleri ve son tatil:)

Öyle güzel bir hava, güneş ve deniz. Yazdan kalma son günlerdi Antalya'da. 4-5 günlük kısa bir tatil yaptık. Egenin keyfine diyecek yoktu. Maksimum eğlence...

Oğluşumun keyif dansı, aslında daha çok popo dansı:)

Açık havuza girmak istediler. Baba-oğul bir cesaret....

Girmeleri biraz zor oldu, sonuçta hava güzel olsa da sular soğumuştu artık.

Nihayet girdiler, yüzdüler yüzdüler...



Yüzdüler yüzdüler dediğim en fazla 5 dakika sürebildi:) Çünkü dondular...

Koşa koşa çıktılar, havlulara sarındılar. Bir süre ısınamadılar. Açık havuzu seneye kadar rafa kaldırmış olduk.




Deniz kenarında bol bol kumla oynadı, güneşin altında biraz D-vitamini sentezledik:)

Ve Ege'nin favorisi kapalı havuz, çıkmak bilmedi yine. Her tarafımız buruştuktan sonra zor çıkarıyorduk beyzadeyi.




Köpük oyunu...

Bir de marifeti vardı Ege'nin; traş olmuş babası gibi. Odada birkaç dakikalığına bir sessizlik oldu. Egeye seslendim ses yok. Banyoya gittim, bir de ne göreyim. Tahir traş bıçağını aşağıda bırakmış, Ege da bıçağı alıp kaşının ucunu kesmiş, kaşının üstünden doğru yine kesecekmişki canı acımış ve bırakmış. Görüldüğü üzere kaşının üzerinde iki çizgi. Ege'ye sorduğumda

-benim de kıllarım çıktı artık, traş olmam lazım

-oğlum senin nerende kılların var, hani?

-işte, diyerek kaşlarını gösterir:)

Kaşlar da bir çeşit kıl tabi:) Kuzum benim ya, adam oldu da traş olacak. O günleri de görmek kısmet olur inşallah.

Kısacası çok güzel bir tatil oldu. Geceleri Ege'yi de alıp otelin barında gerçekleştirilen cambaz, dans, vb gösterileri izledik. Ege'nin çok hoşuna gitti, hatta danslara o da katıldı. Ege'nin uykusu geldiğinde bizim eğlencemiz de sona eriyordu doğal olarak. Gerçi bizim için eğlencenin dozu ve zamanı kâfiydi. Güzel günler çabuk geçti her zamanki gibi:)



24 Ekim 2011 Pazartesi

Yazdan beri çok şey birikti, çooook

Yaz tatilinde kalmıştık galiba:)
Tatilin ilk gününü Uşakta babaannemizin yanında geçirdik. Ege nihayet bol bol uçurtma uçurabildi. Bir süre sonra "yoruldum, artık sen uçur" deyip uçurtmayı verdi bize. Kendi tarlalarda alabildiğince koştu koştu, çok mutluydu kuzum.Çok özgürdü çünkü...



Babasıyla uçurtmaya mektup yolladılar

Oradan geçtik Marmarise. "Yaşasıııın"diyerek, "oh be, iyiki gelmişiz" diyerek, bol bol dinlenerek, bol bol gezerek geçti tatilimiz. Öyle iyi geldi ki.


Egeyle beraber dubalara gittik. Giderken yorulduğu için sırtımda gidip sırtımda döndü tosbağa. Dubalardan da dönmek istemedi çünkü orada hem iple hem dubalarla oynuyorduk. Çok eğlendi kuzucuğum. Fotoğraftaki iki küçük kafa biziz:)

Ben nereye,yavru kuş oraya


Çınara uğramadan olmazdı tabiiki. Bu seferki sıcacık köy ekmeğine, petek bala ve kaynak suyundan demlenmiş çaya doyamadım. Maksimum yedik, yine olsa yine yerim valla:)

Marmaristen Ölüdenize geçtik. Orada da çok eğlendik. Açık deniz olan plajında daha önce hiç girmemiştik, bu sefer merak edip girdik. Çok dalgalıydı. Önce ben girdim, Egenin kolluklarını almıştık ama çok dalgalı olunca biraz çekindik doğrusu. Ama Ege gircem diye tutturunca girdi tabii. Ve dalgalarla oynamak öyle zevkliydi ki, üstüne bir de yağmur başladı. Değmeyinkeyfimize. Ege de ben de gülmekten öldük. Otele de yağmur altında yürüyerek gittik. Tatil bence en güzel günüydü. Ama ne yazıkki o güne ait bir fotoğrafımız yok.



Ve döndük evimize. Evim evim güzel evim. İnsanın evi gibisi yok.


Ege Bey kahvaltı yapıyor. Koca göslü oğluuum.
Domates canavarıııı


Tren meraklısı Ege Antepte İstasyon adındaki tren kafede atladı trene, hiç kaçmaz:)
Antep'in meşhur Kavaklık parkı. Dışarıdan gören biri haftasonu oranın yandığını düşünür:)
Antep klasiği:)



Bağ evinde özgürlüğünün tadını çıkarıyor tosbağam
Küçük adamlar maç yaparmış...
Babalar katılmadan olmaz:)
Ege ve toprak...

Üç kafadar iş başında...
Ardayla otoyol yapıyorlarmış, hem de otoban çıkışıymış.

Ve oğluşum okula başladı, daha doğrusunu anasınıfına. Ve bu sene forma giyeceklermiş. Büyüyor benim kuzum yahu.
Allah bahtını açık etsin oğluşumun. Daha yolun çok başında. Umarım başarılı bir okul hayatı olur. Umarım tüm isteklerini gerçekleştirebileceği bir hayatı olur. Umarım çooook mutlu olur.