Lilypie Fifth Birthday tickers

Lilypie Fifth Birthday tickers

28 Ağustos 2009 Cuma

Ağustos tatilimiz

Ağustos ayındaki tatilimize Volkan abimler de katıldılar. Yine kalabalık ve güzel bir tatil daha geçirdik diyebilirim.

Çamlıcaya öğleden sonra kahvaltısına gittik yine, Orhun'la Ege arkadaş mıydı rakip mi? Her ikisi de:) Çocuklara göre küçük masalar vardı, rengarenk. İlle ikisi de aynı masada oturacak...
Ama tavuk ve civcivleri gelince işler değişti, Orhun kaçtı hemen. Ege'yse oralı bile olmadı:)
Ege kaldı tek başına...



Ege nereye anne oraya... Civcivlerin peşinde koşan tavuğa benzettim kendimi bir an...
Hep birlikte yemeğin tadı daha güzel çıkıyor... Hele de semaver keyfi bambaşka...
Kızdı benim çocuğum!
Yaşasın, deniz!

Oğluşum yine sudan hiç çıkmadı, yüzdü yüzdü, yoruldu. Su yutmak bile caydırmadı onu. Bu kadar yorgunluğun üzerine "anne, benim tarnım acıktı" diyerek çıkıyordu sudan. Hatta restorantın yanından zor geçirdik beyefendiyi, ıslak mayolarla oturup nasıl yiyecez, üzerimizi giyinip gelene kadar "tarnım acıktı" diye inledi durdu. Duyan da çocuğa hiçbirşey vermiyoruz sanacak:)
Denizden çıkıp duşa gittiğimizde ise "anne, üşümüyom" diyerek "gitmeyelim"i garanti altına almaya çalışıyordu. Küçücük beyniyle neleri hesaplıyor tosbağa...




Veee tabii ki arabaları bıktırdı beni, sabah uyanır uyanmaz arabasını sorar, gün boyunca (hatta görüldüğü üzere denizde bile!) elinden düşürmez, uyurken de yine arabasıyla uyur.


Bu sefer ona daha küçük bir deniz simidi aldım, onunla birlikte dubalara kadar götürdük Ege'yi. Hep birlikte Ege'yi de alarak açılıp sohbet ede ede dönüyorduk. Bu işi çok sevdim. Artık kıyıda kalmamıza gerek kalmadı:) Babamız da bize katılırsa tabi...








Denizden dönüşte Ege'yi odaya çıkaramayınca dayısıyla birlikte havuzda oyaladık beyzadeyi...

Arabasız olmaz tabi:)



Denizden çıktı, çünkü dudakları morardı ve titremeye başladı. Buna rağmen "anne üşümüyom" demeye devam ediyordu. Yani "ditmiyelim, tumla oynıcam" :)


Ege'ye "bir poz ver" dedim. İşte verdiği poz:)

Akşamları Orhunla koşa koşa bir hal oldular. Orhun önde Ege arkada... Sucuk su oldular...
Ege ve arkadaşları:)

Süper bir yaz gecesi...

Benim adım salyangoz, yavaş gezerim böyle, gelin katılın bize, eğlenellim birlikteee.....


Veee tatilin sonunda Egeyle birlikte babanın yanına Malatya'ya gittik. Egeyle beraber uçak yolculuğu pek kolay değil açıkçası ama neyseki uçakları seviyor. Uçağın kalkışa geçmesi çok komiğine gidiyor, kıkır kıkır gülüyor tosbağam... Emniyet kemerini zor takıyor... Allah'tan çok uzun sürmüyor...
Neyse, Malatya güzeldi, Burdur'un 5-6 katı kadar büyük, yeşil bir şehir. Doğu demek yanlış olur. İnsanları gayet modern, düzgün... Yaşamak zorunda kalırsak çok rahatlıkla yaşayabileceğimiz bir yer diyebilirim. Ege babasına doydu bol bol, ama sanırım babası ona doyamadı...

Çam ağacının iğnelerini kopardık, babaya batıracak şimdi...
Babası buraya geeel, bak Ege sana napacak....





15 Ağustos 2009 Cumartesi

Ailecek Burdur'dayız

Akşamları Ege'yle ikimiz arabaya atlayıp "Kuş gözlem evi"ne gidiyoruz. Çok güzel bir yer, göl kenarında kuşlar, tavşanlar ve kedi yavruları (şimdilik) olan yeşillik bir yer. Ege tavşan kovalamaktan yorulana kadar ben de çayla manzaranın keyfini çıkarıyorum. Hele akşam güneş batarken harika oluyor.

Anneannemiz geldiğinde beraber de gittik.


Ege yine tavşan peşinde, her ne kadar yakaladığı hiç olmadıysa da...



Ağaca da tırmanacakmış, merak etmesi de güzel tabi:)


Annem, babam, Orkun ve Özgülle Devrim cuma akşamından geldiler. Cumartesiyi de birlikte geçirdik. Sonra annemler, Orkun, Ege ve ben Marmaris'e geçtik, Özgüller de İstanbul'a döndüler.


Egecim, tavşana maydanoz yediriyor. Başta biraz çekindi ama çabuk alıştı.



Biz de kebabın tadını çıkardık, babamlar rakıyı da eklediler, keyfimiz yerindeydi kısacası...

Ege hem dolaştı hem yedi...

Sıcak lavaşa hiç dayanamaz...

Dayısı çok seviyor bu çocuğu:)


Daha önce hiç çam ağacı yiyen tavşan görmemiştim? Alt dallarda birşey bırakmamışlar...
Ailecek-1 :)
Ailecek-2 :)


Benim yakışıklı oğlum!!!

Efeye bakın efeye :)